MUTLU YILLAR

GEÇEN HAFTADAN KALANLAR -II-

Bayram tatilimi İstanbul'da geçirdim...
Kızkulesi

Boğaziçi köprüsü

Galata kulesi

GEÇEN HAFTADAN KALANLAR -I-

Geçen hafta salı günü Espiye'ye mevsimin ilk karı yağdı.
Otomobille okula gidecektim ama yarı yolda kaldım.
Öğretmen arkadaş Bekir bey bana refaket ediyordu..
Bekir bey hemen üşüdü eller cepte rambaya sarıldı..















Kar yağmasına en çok sevinenler kuşkusuz öğrenciler.














Bu görüntüyü her kar yağmasında çekip yayınlayacağım..

Bir Başkadır Benim Memleketim

TAŞTA ÇİNEKOP IZGARA

TAŞTA HAMSİ IZGARA

YORUMSUZ

Yapan:Ahmet Mustafa ÇELİK

ÖZGÜR, DEMOKRATİK VE EŞİTLİKÇİ BİR TÜRKİYE MİTİNGİ

KESK, TMMOB ve TTB'nin çağrısı, emek-meslek örgütleri, demokratik kitle örgütleri ve siyasi partilerin katılımıyla düzenlenen "Özgür, Demokratik ve Eşitlikçi bir Türkiye" mitingi Ankara Sıhhiye Meydanı'nda yapıldı. Mitinge yaklaşık 40 bin kişi katıldı.

Miting ile ilgili fotoğrafları http://espiye-egitimsen.blogspot.com/ adresinde görebilirsiniz.

GÜZ

HAFTASONU YAYLA

Haftasonu dört arkadaş bu yılın son yayla gezisine gittik. Önce mola yerimizde kefal ızgara yaptık(ama fotograf çekmek aklımıza gelmedi).Sonra tavukla devam ettik...Ranmazandan yeni çıkıldığından doymak bilmedik herhalde...

Yeni aldığım taş ızgarayı bu arada denemek fırsatı bulduk.. Izgaralar nefis oldu.

Akşama kuzu pirzola yaptık... Bu arada yaylaya akşam ve gece aralıklarla dolu yağdı...Rüzgari tarif etmeye imkan yok.Gece sabaha kadar uyuyamadık.

Gündüz khvaltıdan sonra hevlek aramaya çıktık..Bayağı büyük hevlekler bulduk.

Karşılaştırma olsun diye cep telefonunu yanına bıraktım..

Öğleden sonra yolumuza devam ettik. Mola yerinde hevleklerle saç kavurma yaptık. Önce etleri kavurdum.

Sonra hevlekleri ekledik.

Hazırlıklar bitmek üzere.





Offf offf..

S
Sabahleyin Temel'in pişirdiği pancar çorbası...






Bundan sonrası yemeye kaldı..Bizde hepsinin hakkından geldik.

DÖNGET ÇİÇEĞİ

Buralarda yerel adı "dönget" çiçeği olan çiğdemler yaylada açtılar..Onlar kışın yaklaştığının habercileridir.

HEVLEK,EVELEK,MANTAR

Yaylamızın organik mantarı. Biz buna küp hevleği deriz. Kavurması kuzu etinden tatlı olur.

Cumartesi bir geceliğine yaylaya gittim. Eve döndüğümde bizim sarıoğlan bu haldeydi... Ya domuz biçti onu ya da trafik kazası bu.. Burun deliğin biri uçmuş, gözünün altı da parçalanmış, ve de çok korkmuş bir haldeydi... Bakalım yarasını iyileştirebilecek mi?

CAN DÜNDAR

İyi ki bayrak var!Çeşme'de "Paparazzi Beach"teydik hafta sonu; "Paparazzi Plajı" yani... Her nasılsa bunca yıl betonlaşmamayı başarmış, yemyeşil bir cennet köşesi...Hava ılık, su serin...Ayrılmaya karar vermiş, ama vedalaşmaya gönlü elvermeyen çiftler vardır ya; denizle yaz onlar gibi; soğuklar ama kopamıyorlar birbirlerinden...Sahilde yaz sonu tenhalığını bir bizim seslerimiz bozuyor, bir de karşı tepeleri bekleyen devasa bayraklar...Hem tepelerin zirvesine, hem her bir tesisin bahçesine dikilmişler.Daimi Çeşme rüzgârıyla gün boyu, direklerinden kopmak istercesine heyecanla dalgalanıyorlar.Havada bayraktan yapılma bir bayram, bir seferberlik havası var.İzmir'de asansörlü bayrak direkleri sektör oluşturmuş, siparişe yetişilemiyormuş; talep o kadar büyük yani..* * *Gemimiz Çeşme limanına yanaştığında cep telefonlarımıza Yunanistan telefon şebekesinin "Hoş geldiniz" mesajları düştü.Sonra geldiğimiz kentleri aramak için telefon numarasının başına uluslararası kodları eklememiz gerekti.Olsun; her tepede bayraklar vardı ve biz kendi topraklarımızda olduğumuzu biliyorduk.* * *Paparazzi Beach'e geldik; buranın "gündüz beach, gece club" olduğunu öğrendik.Sezon bittiği için diğer "beach"ler, "Solemare beach" ve "Grenada beach" kapalıydı. "Shayna"ın, "Sunset"in methini duyduk.Türkçenin gözden düştüğü topraklarda, çağlardaydık.Olsun; bayrağımız öyle güzel dalgalanıyordu ki, biz ülkemizle gurur duyuyorduk.* * *Sit alanındaydık, ama bazı tepelerde koruma kalkanının her nasılsa delindiği görülüyordu.Yeşillik tepeliklerin arasında, falanca tarihte, filanca belediye başkanının göz yumduğu sitelere ait beton yazlıklar sırıtıyordu.Kamuya ait toprak, bir yolu bulunup "özelleştirilmişti."Neyse ki tepenin sırtlarında bayrağımız çok yüksekte duruyordu ve biz vatan toprağının emin ellerde olmasının güvenini yaşıyorduk.* * *Gün boyu memleket meselesi eksik olmadı gündemimizden...Türkiye'nin geleceğine dair kaygıları paylaştık.Bugünün dünden fena olduğundan, yarının bugünden kötü göründüğünden söz edenler oldu.Çocuklarının yaşayacağı ülkeden endişeliydiler.Göller kuruyordu; deniz kirleniyordu; Türkiye çölleşiyordu.Ülke kötü yönetiliyor, işler sarpa sarıyordu.Farklı kesimleri bir arada tutan ortaklık bağları zayıflıyordu. Kaygılarımız arttıkça artıyordu diktiğimiz bayrak direklerinin sayısı...Ve huzursuzluğumuzca yükseliyordu boyları...Olsun; yine de iyi ki bayrak vardı.Hem "şafaklar gibi" dalgalanarak ruhumuzu okşuyor, hem dikildiği toprağın altımızdan kaydığını fark etmemizi engelleyen, dev bir örtüye dönüşüyordu.
can.dundar@e-kolay.net

YENİ ÖĞRETİM YILI

2007-2008 eğitim öğretim yılı 17.09.2007 pazartesi günü açıldı.Pazartesi günü sadece bir öğrencim okula gelmişti.. Bugün ise iki eksik ile öğrencilerim okula geldiler. Sonunda öğrencilerime kavuştum..Yaklaşık üç aylık ayrılık sona erdi.Onları özlemiştim, tabiiki onlarda beni...Umarım onlar dinlenmiş olarak okula gelmişlerdir..Zira 10 aylık yeni bir maratona başladılar... Onlara ve kendime bu öğretim yılında başarılar diliyorum..

Yeni sınıfımdan görüntüler.

FINDIK ÇEÇ OLDU

Fındık hasadı bitti. Fındıklarımız artık çuvallara doldu... İşte çeç olmuş fındıklar harmanda kururken.... Altın bunlar çil çil....